“Ulaşılabilirlik” sözcüğü, “erişilebilirlik” anlamında kullanılmakta ve bu kullanış biçimi ile erişilebilirliğin fiziksel erişimden daha geniş bir kapsamı bulunmaktadır.İkinci eksende yer alan “toplumsal bilinçlendirme” konusu nedeniyle de erişilebilirlik kavramının
içeriğine biraz daha eğilmenin ve erişebilirliğini temel alan tasarım yaklaşımlarına değinmenin yararlı olacağı düşünülmektedir.
Erişebilirlik, güvenli, sağlıklı, rahat ve toplumun tüm bireyleri tarafından kullanımı keyifli olacak şekilde tasarlanmış olan ve yönetilen binaları ve mekânları (yerleri) sağlamak anlamına gelmektedir. Bu, binaların, zeminden üst katlara kadar gerçekten “kullanılabilir” ve örneğin yangın güvenliği gibi konularda, tekerlekli sandalye kullanıcıları ve görme engelli bireylerin de binadan kendi başlarına “çıkış olanakları” için yeterli araçlar “sağlanması” bakımından da erişilebilir olmasını ifade etmektedir. (European Commission, 2003, s.6)
Avrupa Komisyonundan bir grup uzmanın hazırladığı rapora göre, erişilebilirliğin kapsamının geçmişte olduğundan daha geniş ve tüm insanları ve farklı politika alanlarını kapsar biçimde katılımlı bir süreç içinde ele alınması gerekmektedir.
1. Erişilebilirlik, yalnız fiziksel engelli bir grubu değil, herkesi ilgilendirmektedir. Yaşlanmakta olan bir nüfusun bulunduğu ortamda ve giderek artan çeşitli gereksinmeleri olan bireylerden oluşan toplumda, erişilebilirliğin, geçmişte olduğundan daha geniş bir kapsamda, haklar ve gereksinmeler temelinde ele alınması uygun olacaktır.
2. Erişilebilirlik, evrensel ve bütünleşmiş bir biçimde, tüm politika alanlarını keser bir biçimde (örneğin, inşaat, işyerinde sağlık ve güvenlik, bilgi ve iletişim teknolojileri, eğitim vb.) ele alınmalıdır. Artık, yalnız bina ya da ulaşımın konusu değildir. O, ilgili tüm aktörlerin (sosyal politika, fiziksel planlama, bilgi ve iletişim teknolojileri, inşaat, ulaşım ve diğerleri) koordinasyonu ile elde edilmelidir.
3. Erişilebilirlik politikaları, yalnız, insanların ve onları temsil eden sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile tasarlanabilir ve uygulanabilir.
4. Erişilebilirlik, sürdürülebilir kalkınmanın anahtarıdır, çünkü yaşam kalitesini artırır ve kentsel çevreyi daha yaşanabilir duruma getirir. (European Commission, 2003, s.3-4)
Erişilebilirlik hususu, Kapsayıcı Tasarım (Inclusive Design), Herkes için Tasarım (Design for All), Evrensel Tasarım (Universal Design) olarak isimlendirilen yaklaşımlarda da yer almaktadır. Erişilebilirlik için Avrupa Konsepti ise, “Herkes için Tasarım” (Design for All) ilkelerine dayanmaktadır. “Herkes için Tasarım”ın temel kabulleri elbette herkes için daha yaşanabilir çevrelere işaret etmektedir.
1. Engelli bireyler de dahil olmak üzere “herkes için” uygun, güvenli ve kullanmaktan keyif alınan çevrelerin sağlanması amaçtır.
2. “Herkes için Tasarım” ilkeleri, insan nüfusunu “engelli” veya “engelsiz” olarak ayırmamaktadır.
3. “Herkes için Tasarım” uygun olan yerlerde, tamamlayıcı/ bütünleyici ek koşulları kapsamaktadır (European Commission, 2003, s.5).
Amaç, iç mekân tasarımında erişilebilirlik kapsamında kullanılabilecek anahtar ölçülerle ilgili bilgi aktarmaktır. Tasarımlarda kullanılması gereken şartnameler, yapılı çevre ile ilgili zorunlu minimum teknik özellikleri belirler. Bu süreçte tasarımcıların ilgili standardlara uyması beklenir. Tasarımcının görevi, insanın özellikleri doğrultusunda gereksinimlerini
en iyi şekilde karşılayacak olan etkinliklerin yapılabileceği mekânı oluşturmaktır. Erişilebilirlik, bedensel özürlüler ve yaşlılar için yapılan tasarımlarda en önemli kriterdir. Bu nedenle, Türk toplumunun antropometrik verilerini doğru kullanan bir tasarım erişilebilir olabilir (Demirkan, 1991, 2007). Mekânların yaşam kalitesi, insanların sağlık, güvenlik ve refahı, tasarlanan fiziksel çevrenin kişinin antropometrik verilerine uyduğu miktarda sağlanır. Standardların belirlenmesinde, Türk toplumunun güncel antropometrik özelliklerinin göz önüne alınması gerekir .Elde edilen antropometrik verilerin tasarımın özelliğine göre belirli kurallar çerçevesinde uygulanması gerekir. Minimum değerin belirlenmesinde, ilgili antropometrik verinin toplumun % 95 için geçerli olması beklenir. Diğer taraftan maksimum değerin belirlenmesinde, toplumun % 5’inin göz önüne alınması gerekir . Ortalama veriler yanıltıcı olup, minimum ve maksimum değerler tasarım özelliklerine göre saptanmalıdır.
Herkes için Tasarım
Yayınlanan standardlar ve yönetmelikler bedensel özürlü insanların faydalanabileceği erişilebilir veya uyarlanabilir konutların tasarımına katkıda bulunuyorsa da Herkes için Tasarım farklı yaşlardaki tüm insanları hedeflemektedir. Herkes için Tasarım (Evrensel Tasarım) terimi ilk defa ABD’de 1985 yılında Ron Mace tarafından kullanılmaya başlandı
(Preiser & Ostroff, 2001). Herkes için Tasarım, ‘herkese olabildiğince eşit olanak tanınmalıdır’ ilkesini benimsemektedir. ‘Ayırılmış olan eşit değildir’ söylemine dayanmaktadır. Dünya nüfusunun değişen demografik yapısı ve özellikle yaşlanan nüfusun toplam nüfusa oranının artması da bu söylemi desteklemiştir. Herkes için Tasarım terimi yaygın olarak benimsenmiş olmasına rağmen, bazı ülkelerde ‘Kapsayıcı Tasarım’ veya ‘Evrensel Tasarım’ olarak adlandırılmış ve kullanılmıştır (The Center for Universal Design, 1997; Preiser ve Ostroff, 2001) .Herkes için Tasarım, artık günümüzde ürün ve yapı tasarımlarında vazgeçilemez bir olgu haline gelmiştir.Herkes için Tasarım yaklaşımı her yaş, boyut ve yetenekteki kişilere kullanım kolaylığı ve hayatları boyunca kendi evlerinde bağımsız olarak yaşamalarını sağlar. Herkes için Tasarım yaklaşımının tasarım uygulamalarına yansımaları sonucunda, yapılanmış çevrelerin verim ve üretkenliğinde artma, güvenlik ve sağlıklı yaşam şartlarında ise yükselmeler gözlemlenmektedir. Herkes için Tasarımın temel amacı, insanların mekâna uymasını değil, mekânın insanlara uymasını sağlamaktır. Bunun için, farklı kullanıcıların gereksinimlerini dikkate alarak, mekânın verimliliğinin artırılması ve kullanıcıların kolay ve güvenilir şekilde mekânı kullanabilmelerini sağlamak gerekir. Örneğin mutfak, evin sık ve tüm aile bireyleri tarafından kullanılan bir mekândır. Evin tüm bireyleri tarafından yardım gereksinimi olmadan mutfakların kullanılması gerekir. Bugünün mutfaklarında sağlıklı insanlar bile zorlanırken, çocuklar, yaşlılar ve fiziksel kısıtları olanların mücadele vermesi gerekmektedir. Herkes için Tasarım ilkeleri ışığında tasarlanan mutfaklar, kullanıcılar arasında ayırım gözetmeden mekânların kullanılmasına olanak vermektedir(Afacan ve Demirkan, 2010; 2011). Bu ilkeler ışığında yapılan tasarımlar kullanıcı duyarlı tasarımlar olarak nitelendirilebilirler.Tasarım eğitiminde mutlaka göz önüne alınmalıdır. Gün geçtikçe bilinçlenen tüketiciler artık gereksinimlerini daha iyi anlatabilmekte ve tasarımcılardan
bu tip çözümleri talep etmektedir.
ULAŞILABİLİRLİK ve ERİŞİM ÜZERİNE EĞİTİM, KULLANICI BİLGİLENDİRİLMESİ;
Kişilerin yaşadığı mekândaki mimari, yaya kullanımındaki alanların ulaşılabilirliği ve erişimi;
Ev içi standardlar ( mimari ölçüler, kapı, wc, banyo, mutfak vs.)
Bina içi standardlar ( mimari ölçüler, asansör, merdiven, giriş kotları vs.)
Kişilerin yaşadığı çevredeki mimari, yaya kullanımındaki alanların ulaşılabilirliği ve erişimi;
Yollar, kaldırımlar vs.
Alış veriş alanları, resmi daireler, hastaneler, sanat ve kültür alanları vs.
Şehir içi veya şehirlerarası ulaşılabilirlik ve erişim;
Duraklar, istasyonlar, terminaller vs.
Ulaşım araçları biniş ve inişleri
Ulaşım araçları iç mekânları